Çok Kısa Vadeli Küçük Pozisyonların Dönemi

Gelişen piyasalarda bu sene kopan fırtına, Fed’in politikaları açısından belirleyici oldu. Fed eylüldeki toplantısında, global ekonomi ve piyasalardaki kötüleşmeye vurgu yaptı. Başta Başkan Yellen olmak üzere, Fed üyelerinin kafası gerçekten karışık gözüküyor. Global ekonomideki gelişmelerin, ABD ekonomisine kısa vadedeki yansımaları net değil. Fakat dolaylı etkilerin önemi giderek artabilir. Dünyadaki dezenflasyon/deflasyon baskısı, Fed’in enflasyon hedefine ulaşmasını geciktiriyor. ABD açısından kritik sektörlerden birisi enerjidir. Petrol fiyatındaki düşüş, enerji şirketlerini zorluyor. Özellikle kaya gazı şirketleri, son yıllarda çok borçlandılar. Petrol fiyatı, bu şirketlerin başa baş fiyatlarının çok altında bulunuyor. Şirketlerin karlılıkları ve büyüme beklentileri düşüyor. Enerji sektöründeki işten çıkarmaların sayısı artıyor.

Gelişmiş ekonomiler arasında en iyi durumda olan Amerikan ekonomisi gibi gözükse de, bu ekonominin ortalama yüzde 2’lik büyüme rakamı ‘‘vasat’’ sayılır. Ekonomi, bir çeyrek beklentinin çok altında performans gösteriyor. Diğer çeyrek performansını artırıyor. Örneğin; üçüncü çeyrek büyüme rakamı, ikinci çeyreğin çok altında kalabilir. İstikrarsız bir büyüme var. Güçlü doların, ABD ekonomisine düşünülenden daha fazla risk yarattığı kanısındayım. ‘‘ABD’nin büyüme kompozisyonu içinde ihracatın ağırlığı düşüktür. Bu nedenle doların değerlenmesi reel ekonomiyi fazla etkilemez.’’ yorumu eksiktir. Bir yandan dolar altın çağını yaşıyor. Diğer yandan güçlü dolar Amerikan şirketlerinin rekabet gücüne darbe vuruyor. Küresel anlamda, faiz artışı beklentisi dolar alımını bir ‘‘kazan-kazan’’ stratejisine dönüştürdü.

Güçlü dolar; yabancı paralar, emtialar ve gelişen ülke piyasaları üzerinde baskı oluşturdu.
Piyasalar deyim yerindeyse ‘‘manik depresyon’’ yaşıyor. Profesyonellerin düşünceleri bile sürekli değişiyor. Zayıf bir istihdam raporu açıklanıyor. Fed eski Başkanı Bernanke’nin kulakları çınlatılıyor. Bernanke’nin, ‘‘helikopterden para atmak’’ ifadesi hatırlanıyor. Geçen ay faiz artışına başlamadığı için Fed’i eleştirenlerle, yeni bir tahvil alım programının sürpriz olmayacağını söyleyenlerin aynı kurumlar olduğu gözleniyor. Fed iyi ki eylülde faizi artırmamış. Artırsaydı,  bugün ‘‘Aralık ayında bir faiz indirimi olur mu’’ mevzusunu tartışıyor olabilirdik. Negatif faizin, yeni bir tahvil alım programının konuşulması, ABD ekonomisinin düşünülenden zayıf olduğunun göstergesidir. Yüzde 0.25’lik bir faiz artırımı bile bu kadar büyük bir görüş ayrılığı yaratıyor. Negatif faizin veya yeni bir tahvil alım programının konuşulması, önümüzdeki dönemde doları törpüler. ABD Hazine Bakanı Lew bir yıl önce, ‘‘Güçlü dolar istiyorum’’ diyordu. Görünen o ki, bu kadar güçlü dolar iyi sonuçlar vermiyor. Son kırk yılda gelişen ülkelerde yaşanan krizlerin nirengi noktası, doların hızla değerlenmesi oldu.

Son haftalardaki gelişmeler, piyasalarda tek kelimeyle kafa karışıklığı yaratıyor. Yatırım bankalarının analistleri esen rüzgara göre fikir üretiyorlar. Piyasalar anı yaşıyor. Orta vadeli tahmin yapmak zorlaşıyor. Son 1.5 yılda cümle alem dolar pozisyonu aldı. Dolar iyi de kazandırdı. Fed üyelerinden faiz artırımına yönelik açıklamalar geldikçe dolar yine dengeli kalabilir. Ancak bundan sonra açıklanacak her zayıf veri, ‘‘negatif faiz’’ ve ‘‘yeni bir tahvil alım programı’’ gibi konuların daha fazla dillendirilmesine yol açar. Bu tip piyasa ortamlarında, çok kısa vadeli küçük pozisyonlar açmak en akıllıca stratejidir.

 

Doç. Dr. Atılım Murat

08/10/2015 tarihinde eklendi.
Tüm Blog